İzleyiciler

24 Aralık 2016 Cumartesi

Atlas'ın iki yaş sendromu

Ah şu 2 yaş sen nesin sen...
Daha iki ayımız var bizim iki yaşına girmemize.Ama sendrom belirtileri başladı bile.Şu bir haftadır sanki evde başka bir çocuk var.Resmen bizi parmağında oynatıyor.
-Yemek yemek istemiyor.
-Herşeyi kendi yapmak istiyor.
-Tuturuyor
-İnatlaşıyor...
İlk birkaç gün bende affalladım.Dedim ne oluyor.Sonra internetten ve çevremden anladığım kadarı ile bizimki çocukluğa geçiyormuş😊.
Onunda düşünceleri istekleri varmış.O herseyi kendi yapabilirmiş.Kendini ispat etmeye çalışırmış.
Bakalim bundan sonra neler deģisecek.

 

3 Aralık 2016 Cumartesi

TUVALET EĞİTİMİ

En son Atlas ile ilgili tuvalet egitimine girişten bahsetmişim.Şimdi tam 22 aylık olduk ve kakamızı ,çişimizi söylüyoruz.
 İlk eğitime başladığımda sanki hiç öğrenemiyecekmiş gibi gelmişti.Her tarafa arada da olsa kaçırıyordu.Çiş neyse de kaka fena oluyordu gerçekten.
 Tam olarak 17 ,18 aylıktı başladığımda eğitime.Başladıktan 15 gün sonra İzmir'e gitmem gerekti.Ordaki evimiz bahçeli ve kalabalık olduğu için kim denk gelirse çişini sordu.Atlas orda bir hafta içinde tuvaletini öģrendi.
 İlk tuvalet eğitimine başladığımda ayakta çiş yapmayı bilmiyordu.Onu da pet bardak ile kolaylıkla alıştırdık.Bardağa yapmak hoşuna gittiği için hemen alıştı.
Kakasını öğretmek daha kolay oldu.Lazımlığa oturmadı o yüzden tuvalet adaptörü aldık onu daha çok sevdi ve rahat etti.Atlas'ı tuvalete oturtup karşısına geçip türlü türlü şaklabanlıklar yaptım.Bunlardan bir kaç tanesi ;
-Elime küçük bir oyuncak alıp hangi elimde diye sordum ve bulduğunda alkışladım.
-Diş fırçasını elime verdim ve dişlerini fırçalıyor gibi yaptık
Bunun gibi o an aklıma gelen şeyleri yaptım.
Sonuç olarak bir ay içinde tuvalet eğitimimiz son buldu.

1 Aralık 2016 Perşembe

Üzgünüm

Çok uzun zaman oldu bloga yazmayalı yazıcak çok şey birikti.Ama elim bir türlü gitmedi harflere.Babama ihanet edicekmişim gibi geldi, hala da bu satırları yazarken suçluluk duygusu yaşıyorum.Neden dediğinizi duyar gibiyim.


En değerlimden birini BABAMI kaybettim.Onunla birlikte çocukluğumu, gençliğimide kaybettim sanki... Çok zormuş acısı tarif edilmez. Bir parçan gözünün önünde ruhunu teslim ederken,ellerinin arasından kayarken, senin elinden hiçbirşeyin gelmemesi...Dur gitme desen neye yarar Allahın takdiri...


Atlas dedesini hatırlıyamayacak. Hep söylerdi; bana bişey olsa oğlan beni hatırlamaz. Öylede oldu...En son Atlas'ın elinden su içti en son o öptü dedesini...Hala deden nasıl yapıyor dediğimde parmağını sallıyor...

Hala anneniz babanız hayattaysa ona sımsıkı sarılın sonra isteseniz bile sarılamıyorsunuz...

4 Haziran 2016 Cumartesi

Tuvalet Eģitimi Giriş

Merhabaaaa...Başlıktan da anlaşılacağı gibi tuvalet eģitimine yavaştan bir giriş yaptık bir kaç gündür.Şimdi; daha çok erken yapmasaydın diyenleri duyar gibiyim.Ama ben bu konuda biraz annelerimizi örnek alıyorum.Eskiden bir yaşında çocular tuvaletini bilirmiş örneğin ben ☺.Çünkü şimdiki gibi bezler yokmuş yıkanıp kaynayan normal bezler varmış.O nedenle de bir yaşına kadar çocuklara öğretilirmiş.

 Diğer eğitimlere göre zor bir eģitim süreci gerçekten.Sabır istiyor en başta.

 Biz henüz 16 aylığız o nedenle birden başlamadık önce: Lazımlık nedir ?Nasıl kullanılır?Çiş nedir? Kaka nedir? gibi temel kavramları öğreniyoruz.18 aylığa kadar bu şekilde çok sıkmadan gitmeyi düşünüyorum daha sonra daha net bir eģitime başlıyacağım.
Sizden de gelecek tavsiyelere yöntemlere açıģım.Bakalım olan gelişmeleri sizlerle paylaşıcam.


30 Mayıs 2016 Pazartesi

Blogum ile İlgilenemiyoruuuuuum

Yazamıyorum yazamıyorum ev yoģunluğundan bloguma istediğim kadar zaman ayıramıyorum.İzmir'de daha rahat oluyordu ilgilenmek anneanne vardı, yardımcı oluyordu bize.Antalya'ya gelince herşey bana kaldığı için ilgilenmel çok zor oluyor blog ile.Genellikle geceleri bakabiliyorum uykudan zaman kalırsa tabiki.

Kocaman günün yorgunluğundan kurtulabildiģim zamanlarda yazmayı deniycem bundan somra.Bakalım nasıl olucak.

İYİ GECELEEEEEER......

5 Mayıs 2016 Perşembe

PARKTA TERÖR

İzmir'den döndüğümüzden beri günde bir defa parka çıkıyoruz.Çok iyi geliyor Atlas'a enerjisini bir nebzede olsa atıyor.Son zamanlarda sabahları gidiyoruz parka daha sakin oluyor ve daha çok Atlas'ın yaşıtları oluyor o saatlerde.

Sürekli Atlas'ın arkasında koşturuyorum Ama etrafı gözlemlediğimde bir çok anne veya baba arkadaşları ile oturup muhabbet ederken çocuklar kendi başlarına oynuyorlar.Muhabbet ederken çocukları nerede, ne yapıyor diye bakmıyorlar bile.Bunun yanı sıra üstüne üstlük çocukları başka çocuklara zarar verirken bile umurlarında olmayıp üstüne üstlük üste çıkmaya çalışıyorlar.

Bu olayın bir örneğini arkadaşım yaşadı geçenlerde. Birkaç arkadaş toplanıp parka gitmişler. Oğlu 2.5 yaşına, kızı daha 6 aylık. Oğlu, parkta oynarken yanına 6 yaşında bir çocuk elinde sopayla gelmiş ve  hadi savaşalım demiş, arkadaşın oğlu bunu kabul etmeyince sopa ile bizim arkadaşın oğlunun yüzüne  vurmaya başlamış, arkadaşımda hemen müdahale edip annelik içgüdüsü ile çocuğu ittirmiş. Bunu da diğer çocuğun dedesi görmüş ve bir hışımla arkadaşın yanına gelip:Ne yapıyorsun o daha çocuk! diye çıkışmış ( sanki arkadaşın oğlu koca adam). Arkadaşım adama olayı anlatmaya çalışmış ama ne mümkün adam başlamış küfür etmeye.Bunun üzerine arkadaşın annesi de yanlarına gitmiş bu şekilde tartışırken adam ne yapmış dersiniz?  Önce arkadaşın annesine, sonrada arkadaşa yumruk atmış.Tabi ikisi de yere yığılmış ,adam ise kaçmaya başlamış ve bizimkilerde toparlanıp arkasından gitmişler.Tabi bu arada bizimkiler eşlerini çağırmış ve olay büyümüş polise, karakola kadar gitmiş.Bunun üzerine karşı taraf kadına şiddet yüzünden büyük meblağ ceza alacaklarını duyunca bizimkilere para teklif etmişler, şikayetlerinden vazgeçsinler diye.Bizimkiler kabul etmemiş ve şikayetçi olmuş.
 İşte  ülke, dünya olarak geldiğimiz nokta bu. Kimsenin kimseye tahammülü kalmamış. Adam torununu uyarıp bizim arkadaş ile normal bir konuşma yapsa iş buralara kadar gelmeyecek.Bu şekilde olayları duydukça insan parka gitmeye bile çekiniyor. Hiç bir yerde gönül rahatlığı ile dolaşamaz oluyoruz.ÇOK YAZIK!

30 Nisan 2016 Cumartesi

Diş Sürme Kisti

  Çocuklar sayesinde bir çok yeni şey öğreniyoruz. Diş sürme kisti de bunlardan bir tanesi. Çocukların diş çıkarmaları sancılı oluyor. Bazısında ateş bazısında ishal ,huzursuzluk, bir çok etkileri oluyor.

  Bizim şimdiye kadar toplam 6 dişimiz çıktı üsten 4, alttan 2 tane. Bunları çok rahatlıkla çıkardık ateş, ishal olmadı. Fakat geçen oynarken üst tarafta damağında bir şişlik fark ettim şişlikte kan toplamış gibi bir morluk vardı. İlk önce hemen panikledim çünkü daha önceki diş çıkarmalarında bu şekilde olmamıştı. Daha sonra Google amcaya bir sorayım dedim :) bakalım bu konuda bir yazı var mı? Karşıma diş sürme kisti çıktı.

 Nedir bu diş sürme kisti ? Azı dişleri çıkarken dişin yapısından dolayı  dişi patlatma aşamasında damakta morluklu bir kist şeklinde bir yapı oluşuyor. Diş patlarken bu kisti de patlatarak yok ediyor. Zararlı bir durum değil fakat diş uzun bir süre patlamazsa en az 3 hafta o zaman doktora göstermekte fayda var. Doktor bu kistin üzerine küçük bir çizik atarak dişin rahat bir şekilde patlamasını sağlıyor.

 Atlas'a gelince diğer dişlere göre daha zahmetli geçiriyor bu durumu. Başta yemek istemiyoruz, daha çok yumuşak ve sıvı gıdalar tüketiyoruz. İshalimiz, çok yoğun olmasa da mevcut. Daha patlatamadık dişi bir kaç gün daha bekleyip  çıkmazsa doktora bir kontrole götürücem. Umarım buna gerek kalmaz kendiliğinden çıkar.

22 Nisan 2016 Cuma

ANTALYA'DA YAŞAM

Bir kaç gündür ilgilenemiyorum blogumla .Neden sorun bir neden :)Çünkü Antalya'ya geldik.

İzmir'de Atlas hep dışardaydı.Herkes Atlas'la ilgileniyordu.Antalya'ya gelince de aynı şekilde istedi çocuk tabi ama ne mümkün.Burda ev işi var , yemek var varda var.

Antalya da bir günümüz;
Sabah kalkıyoruz, kahvaltıyı ağlaya bağıra yapıyoruz daha sonra o benim bacaklarımda, evde canı sıkılmış halde, ben apar topar yemek yapmaya çalışıyorum.Daha sonra biraz beraber oynuyoruz  sonra öğle uykusu bense temizliğe.Uyandıktan sonra yemek  ve parka.Orda da beraber kaydıraktan kayıyoruz malum yalnız kayamıyor.Sonra eve dönüyoruz akşam yemeği sonra tekrar oyun ve akşam uykusu bense yine biraz temizlik ve günün sonu.
  İşte pazatesinden beri böyle olunca bloga birşeyler yazmak mümkün olmadı.Ama umuyorum ki pazartesiden sonra daha çok ilgelinicem.


15 Nisan 2016 Cuma

SAÇLARIMIZ KESİLDİ

 Erkek çocuklarında uzun saç seviyorum daha tarz daha hoş geliyor gözüme.O nedenle Atlas doģduğundan beri hiç kestirmedim.Birde  kıvırcık olduğundan güzel gözüküyor ,topluyoruz,bant takıyoruz.

Ama kimi görsek ; Niye uzun bu çocuğun saçı ?
Kıza benziyor bu çocuk,kestirin bu saçları!
Böyle erkek çocuğu mu olur, ne bu saçlar? Bu sözleri duyuyorum.Biz böyle seviyoruz kime ne yeri ,zamanı gelince keseriz.

 Bu gün kendim biraz bakım yaptırayım dedim malum Antalya'ya gidiyoruz pazartesi 😉. Kuaför arkadaşla konuşurken birden hadi dedim biraz Atlas'ın saçları toparlatayım, önler uzun arkalar kısa.Düzene girsin çocuğun saçları.

Durur mu  durmaz mı derken çocuk kendini kuaför koltuğuda buluverdi.Ama bizimki sanki sürekli saç kestirirmiş gibi hiç kıpırdamadı bile.

Saçlarımız fena olmadı ama  uzun olması en doğrusu 😊.Bir tuhaf geldi gözüme kötü değil ama çok güzel de değil.Belki göz alışkanlığıdır.Ama yine de biraz kıza benziyoruz...



11 Nisan 2016 Pazartesi

GİTME VAKTİ


Gitme zamanı geldi.Anneden,babadan memleketten doğadan gitme zamanı geldi.

2 aydır Atlas çok değişti .Herşeyi çok daha iyi anlıyor, daha çok konuşmaya çalışıyor.Bunun burada sürekli iletişim içerisinde olması,gün içerisinde birçok kişi ile muhattap olması,gününün yarısını sokaklarda geçirmesi bu gelişimini destekledi.

Artık Antalya'da da bu sosyalliği sürdürmek lazım.Parklar,gezintiler bizi bekler.Tabi burdaki kadar verimli olamayabiliriz.Artık burdan sizinle paylaşırım 😉.

Hem evime döneceğim için mutluyum hem de ailemden ayrilacağım için üzgün.

9 Nisan 2016 Cumartesi

KINA ANNE -6 AY KINASI

 Kınaanne kız bebekleri 6 aylık olduğunda bebeğe kına yakan kişiye deniyor.Daha çok Ege bölgesinde yapılan bir gelenek.

 Daha eskiden kız çocuğu veya çocuğu olmsyan kişiler kınaanne olarak seçiliyordu.Şimdi ise istenilen herkes kınaanne olabiliyor.

  Nasıl olduğuna gelince; Kınaanne olacak kişi ve kınakız (kız bebek ) her iki tarafta birbirlerine tepsi hazırlarlar.Tepsilere havlu,çorap,kıyafet,iç çamaşırı gibi istenilen  eşyalar konulaniliyor tercih meselesi.Daha sonra kınaanne tarafı eğlence nerede yapılacaksa şarkılar türkiler ile gelir veee eğlence başlar.Aynı kına gecesinde olduğu gibi ortada dönülür ve kınası bebeğe yakılır.

 Kınaanne olmak bu kadar kolay olabilir ama bununla kalmaz.Kınaanne bebeğin annesi kadar kınakızı ile ilgilenmesi gerekir.Kınakız da kınnaannesini her aşamada saymalıdır.Yani sadece bu eğlence ile kalmaz.Bu nedenle kınaanne olacak kişi bu sorumluluğu kaldırabilecek bir kisi olmalı.

Bu gün bizde bir 6 ay kınasına gittik sizin ile aşağıda oradan bir kaç kare paylaşıyorum.







7 Nisan 2016 Perşembe

BEBEKLERDE İŞİTME TESTİ

Bebişlerimize doğduģu andan itibaren testler yapılıyor erken tedavi yapılabilsin diye.İşitme testi de bunlardan biri.Benim için biraz sıkıntılı günlere neden olmuştu.Bunu da sizlerle paylaşmsk istedim.

  Atlas  doğduktan bir gün sonra hemşire işitme testi yapılması gerektiğini söyledi ve bizi alt kata indirdi.Aşağıya inerken tedirgin oldum ya bir sorun olursa ya duyma problemi varsa ne yaparım diye beş dakikada kafamda kurdum.Aşağıya indiğimizde önümüzde bir aile vardı bebeklerine işitme testi yapılıyordu.Çocuğun kulağina küçük bir alet ile zarar vermiyecek seviyede ses dalgası gönderiyorlarmış.Önümüzdeki çocuğun testi normal çıkmış sıra bize gelmişti.Bende ister istemez bir panik, Atlas'ın  iki kulağına da aleti koydular .Sonuç ; net bir bilgi yok, bizimkinin kulağına anne karnında su kaçmış.Allahım sanki başımdan aşağı kaynar su dökülmüştü.Ya doktor beni üzmemek için  bu şekilde demişse ya bebeğimin duymasında bir problem varsa diye düşünmeden edemiyordum.Doktor bu testin tekrar yapılması için göbeği düştükten sonra gelin dedi.Tabi ben bu moral bozukluğu ile odaya çıktım.Atlası kendim denemeye başladım. Yüksek sese tepki veriyor mu ne yapıyor diye :).

O 10 gün bana geçmedi her fırsatta Atlas'ı deniyordum.Göbeği düşünce test yaptırdık.Veeee sonuç oğluşum duyuyor.




5 Nisan 2016 Salı

ATLAS KOLTUKLARDA

  Biz koltuklara tırmanmaya başladık.
  Emeklemek,yürümek bişey değil de tırmanmak,koltuk üstünde koşturmak,zıplamak nerden çıktı  şimdi?Nerde tehlike var biz ordayız.
Nasıl öğreticem koltukta öyle hareketler yapmamasını bilemiyorum.
 
 Her yöntemi deniyorum; tepki vermiyorum, kendi başına çıkıyor, ileri geri yapıyor, iniyor sonra tekrar çıkıyor (tabi benim yüreğim ağzımda, ha düştü ha düşecek).Bazende elimde olmayarak panikliyorum düşecek diye bağırıyorum HAYIR diyorum,yanına gidip  oturuyorum.Bu seferde işi oyuna döndürüp o koltuktan inip diğer koltuğa çıkıyor (bir de gülüyor,nasılda seni korkutuyorum dermiş gibi 😕)
Resmen sabrımı deniyor.
 Atlas'ın gözü çok kara gerçekten düşmekten , canın yanacağından korkmuyor.
Tavsiyeleri olan varsa yorumları bekliyorum.


4 Nisan 2016 Pazartesi

TAY LOKMASI

  Atlas'ın tay lokmasını da yaptıııık.Hayırlı uğurlu olsun.Nedir bu tay lokması derseniz çocuklar yeni yürümeye başlayınca düzgün yürüsün , çok düşmesin diye yapıldığına inanılan bir aktivite .Tabi biz biraz geç kaldık ama ne yapalım :)
Nasıl yapıldığına gelince öncelikle biz Ege bölgesinde bilinen hamur kızartmasının bir çeşiti olan lokma yapılır.


Bu arada tabi istediğin kişileri davet edersin.Daha sonra çocuğun iki ayağını kırmızı kurdela ile birbirine bağlıyorsun. İçinde kuran,makas,kalem, altın,ekmek (istediģiniz bir meslek ile ilgili bir alet koyabilirsiniz.) olan bir tepsi hazırlanıyor ve çocuğun önüne konuyor ve çocuk ona doğru yürüyüp hangisini tepsiden seçerse büyüyünce o mesleği olurmuş 😉.



 





Atlas makası seçti ya terzi ya da berber olacak hayırlı olsun :). Daha sonrada  çocuklardan biri ayağa bağlanan kurdelayı kesip sepete konmuş lokmaları kapıp koşturarak kaçarlar ve lokmaları dağıtıp yerler.Bizde çok çocuk olmadığından bizimkini biraz daha büyük biri kesip daģıttı.
Eğlenceli güzel bir gün geçirdik .Şimdi pek yapılmıyor böyle şeyler ama ben eski eğlenceleri daha çok seviyorum ve elimden geldiği kadar da yapmaya çalışıyorum.


Dip not :Kuşak kesildikten sonra Atlas iki kere düştü sanırım bize ters tepki yaptı 😀.

30 Mart 2016 Çarşamba

ANNE SÜTÜNÜ ARTTIRMAK

  Anne sütü bebeklerimizin en önemli gıdaları.Bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı bebişlerimizi korur.Bunları göz önünde bulundurursak sütlerimize iyi bakmamız gerekiyor.
  Atlas'ın doğumuna bir hafta kala gerekli ot çayları annem tarafından hazırlanmıştı :) .Tabi herkes birşey söylüyor.Onu da yapın ,bunu da yapın... En başta SU anne sütünü arttırmada birinci.Suyun yanı sıra ben en çok aktardan aldığımız Ziya Dede anne sütü arttırıcı çayı içtim ve gerçekten faydasını gördüm.Ayrıca İzmir 'de çaşır olarak bilinen ama farklı yerlerde malatura veya arap saçı denilen, dağlarda bulunan otu demleyip içiyordum.İçeceklerin yanı sıra kuru börülce,kuru soğan ve tarçın da anne sütünü gözle görülür şekilde arttırıyor. (Denenmiş ve onaylanmıştır ☺).

  Atlas hala emmekte ve sütümüzde eskiye göre azalsa da oğluşuma yetiyor.Emmeye devam ederse 2 yaşına kadar emdirmek istiyorum.Bütün annelerin bol bol sütleri olsun inşallah 😙😙😙



28 Mart 2016 Pazartesi

YAZ SAATİ

Hayırlı olsun yaz saati uygulamasına geçtik ☺. Biz geçtik geçmesine de Atlas'ı geçiremedik bir türlü.
Normalde gündüz bir öğle uykusu yapar sonrada gece uyur. Dün o şekilde yaptık, akşam 9'u zor bekledi.Binbir oyunla,şarkıyla oyalamaya çalıştık.Bu gün  ise öğlen 12'de uyuttuk 2'de kalktı.Daha sonra 5'te uyutayım dedim tabi alışık deģil uyumadı.Sonra saat 7 'de kucağımda sızıp kaldı kuzucuk.Gece her günkü saatinde uyusun diye yarım saat sonra uyandırdım.Tabi bizimkine o uyku yetti hoplayıp zıplamaya başladı.Saat 10'da zorla yatağına yatırdım normalde 5 dakikada uyuyan  çocuk 45 dakikada zorla uyudu.

Bu saatler Atlas'a hiç yaramadı.Tekrar bir düzene sokmamız lazım. Biraz zor olacak ama olacak...



25 Mart 2016 Cuma

BEBEKLERİN DAMAK TADINI OLUŞTURMAK

  Bizim aile de yemek seçen yoktur.Herşeyi severiz.Oğlumun da bizim gibi olmasını istedim hep. Yemek problemi olan çocuklar gerçekten çok zor oluyorlar.Bu yüzden internette bu konu ile ilgili bir çok yazıda okudum.

  Genel olarak her metinde aynı konu üzerinde duruluyor ÇOCUĞU ZORLAMAYIN !
Ailemin üzerinde durduğu konu ise ☺ çocuğun damak tadını yavaş yavaş oluşturmak.Ben de damak tadını oluşturmak için Atlas'a 3 aylık olduğundan itibaren, biz ne yediysek suyundan tattırdım.Tadını beyenmediği şeyleri tatması için hiç zorlamadım.6 aylık olduğunda doktorumuzun denetiminde yavaş yavaş ek gıdaya geçtik.Önce yoğurtla başladık (doğal olarak evde mayalıyorum) daha sonra elma ,armut,yumurta diye devam etti.

 Haşlama sebzeleri pek beyenmezdi yağsız ,tuzsuz , içerisine azcık salça ,soğan koyunca bayıla bayıla yerdi yani ağzının tadını biliyordu ☺.Biraz büyüdükten sonra yemek istemediğinde de hiç zorlamadım.Katı bir yiyecek ise mama sandalyesinde önüne parçalayıp koydum ve onunla hiç ilgilenmedim.Ben zorlamayınca bir bakıyordum bizimki yavaş yavaş ağzına götürüyor.

Şuan Atlas 1 yaşında ve herşeyi seviyor biz ne yersek oda onu yiyor.Herkesin kolay kolay sevmediği kereviz,enginarı bile afiyetle midesine indiriyor.



24 Mart 2016 Perşembe

Deliksiz Bir Uyku

Düzenli ve deliksiz bir uyku uyumak  çocuklar için çok saģlıklı.Ben Atlas'ın doğumundan beri bunu sağlamak için elimden geleni yapmaya çalıştım.En başta da daha önce sizin ile paylaşmış olduğum kendi kendine uyumayı sağlamak .
Atlas uzun zamandan beri kendi kendine uyuyor.Fakat 11 aylık olana kadar gece 2-3 kez  meme emmek için kalkıyor ve uykusu bölünüyor ve sabahları kalktığında huysuz olabiliyordu.Normalde bir bebeğin 6 aylıktan itibaren deliksiz gece uykusu uyuması gerekiyor.Bunu da geçenlerde paylaştığım gece emmesini keserek sonuca baģladım.Nerden baksanız gece emmesini kestikten 3 hafta sonraya kadar gece su içmek için kalkıyor, içip tekrar yatıyordu.Şu son bir haftadır artık saat 9:30'da yatıp sabah kalkıyor.
Uzun bir aradan sonra bende geceleri deliksiz bir uyku uyumaya başlamış  bulunuyorum.Bu durum hem Atlas'a hem de bana yaradı 😉.
Artık sabahları oģluşum daha dinç kalkıyor.

23 Mart 2016 Çarşamba

Squata Başlıyoruz

Hamilelik boyunca ister istemez kilo alıyoruz ve vücudumuzda kilo alıp vermekten sarkmalar metdana geliyor.

  Ben hamilelik boyunca sekiz kilo aldım.Bunun hamilelikte, şekerden dolayı diet yapmamda buyuk etkisi oldu.Ama yine de vücudumun sıkılaşmaya ihtiyacı var.Bunun için de hergün yürüyüş yapıyorum.Fakat geçenlerde internette dolaşırken squat hareketleri hakkında bir yazıya denk geldim.

  Bu hareketler göbek,kalça,bacak bölgelerinin sıkılaşıp incelmesini sağlıyor.Hareketlerin 30 günlük uygulama planı var.Bu planın bir kaç çeşidi bulunmakta,ben kendime uygun olanı seçtim.Aşağıda hareketler ile birlikte planı da görebilirsiniz.
Başlayalı 4 gün oldu bakalım 30 günün sonunda bir fark olacak mı? Sizinle paylaşırı.😉


21 Mart 2016 Pazartesi

HAMİLELİKTE ŞEKER YÜKLEMESİ

  Bu konuyu uzun zamandan beri yazmayı düşünüyordum ,kısmet bu zamanaymış.

  Hamileliğimin başından beri çevremdeki kişilerin sorduģu bir konuydu şeker yüklemesi.Tv'deki doktorların bir kısmının yaptırılması gerektiğini bir kısmının ise yaptırılmaması gerektiğini söylemesi hamilelerin ve çevresindekilerinin kafasını çok karıştırıyor.Benim de ilk başlarda kafamı karıştırıyordu.Fakat internetten bir çok araştırma yaptım ve bir zararının olmadığını ve ailesinde şeker olanların diğerlerine göre daha çok yaptırması gerektiğini öğrendim.Benim de babamda şeker olduğu için yaptırmaya karar verdim.
Tabi bu kararı verdim ama şeker çıkmayacağına da adım gibi eminim ☺.Çünkü tatlı seven ve yiyen biri deģilim.Veee... 50'lik şeker yüklemesini yaptırdım sonuçlar yüksek çıktı.Tabi ben şok!
Bir hafta diyet yaptım ve bir haftanın sonunda 100'lük yaptırdım,sonuç yine yüksek.Başımdan aşağı kaynar sular döküldü resmen.Hamileliğimin geri kalanını stresli günler bekliyordu.( bu konuyu ayrı bir yazıda deģineceğim).

  Sonuç olarak doğru bir karar vermişim.Bu işlemi yaptırmaya da bilirdim ve istenmiyen sonuçlar doğurabilirdi.Bu konu gerçekten çok önemli yaptırılmadığinda hem anne hem de çocuk için tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor.



19 Mart 2016 Cumartesi

AİLENİN YANINDA ÇOCUK BÜYÜTMEK

  Daha önceki Ev Düzenini Çocuğa Öğretmek hakkında yazdığım yazının altına 'Bunu bir de anneanne ve babaannelere anlatmak gerek.'diye bir yorum yapılmıştı.Gerçekten çok doğruymuş.Bunu İzmir'e gelince çok daha iyi anladım.

  Benim izin vermediğim şeylere izin vermeler,Atlas ağladığında hemen kucağa almalar,her istediğini yapmalar...bu liste uzar gider.
Bunun üzerine ben bir şey söylediğimde hemen savunmaya geciş tabi ki☺.
- Sen burda çocuğa karışma , düzenini evde kur.
- Biz sanki hiç çocuk büyütmedik
-Tabiki yapıcam bir tanecik torunum o benim.
- Çocuk hiç bu kadar ağlatılır mı?
Bunun gibi bir çok laf işitiyorum. Tabi bizimki de bunu çözmüş bişey olunca hemen anneannesinin yanına gidiyor.

  Anlıyorum aslında kıyamıyorlar.Ama beni hiç düşünmüyorlar. Bu kız Antalya'ya gidince ne yapacak, nasıl bu çocuğu hizaya getirecek😉demiyorlar.

 Ama ben ne olursa olsun bazen onları kırsam da bildiğim yolda ilerliyorum.

  Benim düşüncem ben bu zamana kadar bu çocuğu bir sorun olmadan büyüttüysem, demek ki benim ,çocuk yetiştirmemde bir sorun yok.Tabiki yeri geldiğinde onların fikirlerine de başvuruyorum.

  Ben bir aydır annemlerin yanındayım bir süre sonra  evime dönücem ama sürekli ailler ile bir arada olanlara allah sabır versin gerçekten.




17 Mart 2016 Perşembe

OĞLUMDAN AYRI BİR GÜN

Atlas 10 Şubat 2015 tarihinde gözlerini dünyaya açtı.Biz Antalya'da yaşadığımız için akrabalarımız burda yok o nedenle Atlas'ı birine bırakıpta bir yerlere gidemiyoruz.Bundan tabi ki şikayetçi değilim yanlış anlaşılmasın 😊. 

Şu sıralarda anneanne ve dedemizin yanında İzmirdeyiz fakat yine aklımın ucundan geçmedi Atlas'ı anneannesine bırakıp bir yerlere gitmek. Bu gün dayımın kızına arkadaşları gelicekti beni de çağırdı ama şimdi Atlas ile kalabalıkta zor olur diye gitmek istemedim.Tabi annem 'sen git ben Atlas'a bakarım' diye tutturdu.Ne kadar gönlüm elvermese de ısrarlara dayanamadım ve biraz da bakalım Atlas nasıl tepki verecek diye merak ettiğim için Atlas'ı uyutup gittim.

 Ama öyle birşey ki insan bir boşluğa düşüyor ve kendini suçlu hissediyor.Bütün gün ne yaptı acaba?,beni aradı mı?,ağladı mı? diye düşünmekten kendimi alamadım. 

Ama kendimi boşu boşuna sıkmışım oğlum gayet hayatından memnunmuş bütün gün oyun oynamışlar.Bundan şu sonuca varıyoruz bir süre sonra çalışma hayatına geri dönebilirim😉.

15 Mart 2016 Salı

ÇEVRENİN ATLASA'A ETKİSİ

Doğal ortam ,temiz hava,bol gıda,anneanne evi... Atlas sürekli aktivite içinde şehrin rutininden sıkıcılığından kurtulup doğa ile içiçe... Geleli 3 hafta bu süre zarfında oģluşumda belirgin değişiklikler var.Tabi 1 yaşına girdi değişiklikler olucak ama bu kadar çabuk fark etmesi dikkat çekici gerçekten.Konuşma konusunda atağa geçti resmen, neyi söylesem tekrarlamaya çalışıyor.İki günde iki kelimeyi öğrendik 'çiçek ve mum '. Sanırım doğal ortamda olup sürekli birileri ile iletişim içinde olmak, bir çocuğun gelişimine büyük katkısı oluyor.Bu durumu Antalya 'ya gittiğimizde de devam ettirmemiz gerek.Aktivite zamanlarımızı fazlalaştırmamız gerek.

14 Mart 2016 Pazartesi

ANKARA' DA YAS

İçimden hiç birşey yazmak gelmiyor dünden beri.Ne yazılabilir ki bu kadar acının,üzüntünün üzerine. Dün akşam interneti açar açmaz arkadaşarın paylaştıkları'ANKARA'DA YAS' paylaşımlarıyla karşılaştım.Yine yine yine ... Gencecik insanlar ,doģmamış çocukların acı haberleri ile çalkalanıyor ortalık.Anneler, babalar feryat içerisinde. Biz televizyondan izlemekle yetiniyoruz 'yazık yazık'demekten başka birşey yapamıyoruz.Karşıdan bakıyoruz sadece...

11 Mart 2016 Cuma

Akdeniz Anemisi-Talasemi

Arkadaşımın kızı Atlastan 3 ay küçük ama doğduğundan beri huzursuz minik, sürekli ağlıyor ,geceleri uyumuyor,ek gıdaya geçtikten sonra hiç ek gıda yemiyordu. Arkadaşım da yazık perişan halde yalnız başına bu durumla baş etmeye çalışıyor.Gitmedikleri doktor kalmadı her seferinde bir sürü tahlil yapılıyor ama sonuç, yok bişey. Tabi bütün belirtilerinin yanı sıra miniģin kilo almaması ve gelişiminin geride olması da cabası.Gittikleri doktorun biri özel mamalar verdi kilo alsın diye, mamaların fiyatı da bir hayli yüksek.Onun için de rapor çıkardılar ama kilosuna bu mamalarda etki etmedi. Bu şekilde minik 10 aylık oldu son gittikleri doktor kontrolünde kızın talasemi olduģu ortaya çıktı.Miniğin bütün huysuzlukları ,yemek yememeleri,kilo almaması talaseminin belirtisiymiş.Talaseminin iki çeşidi varmış taşıyıcı olarak ve hastası olarak.Minikte taşıyıcı olarak mevcutmuş bu nedenle evlenene kadar bir sorun olmuyormuş evlenip çocuğu olacağın da kontrol altında olması gerekiyormuş. İnsanın başına gelmeyince bu kadar ayrıntılı bilmiyor bu tür hastalıkları.Bebeğimizde önemsemediğimiz bir davranış bir hastalığın belirtisi olabiliyor.

10 Mart 2016 Perşembe

Gece Emmesini Bıraktık

Uzun zamandan beri Atlas'ın gece emmesini kesmek istiyordum.Sebebi ise sabah kahvaltılarını yapmamasıydı.Fakat çok zorlanıcağımı düşündüğüm için İzmir'e annemin yanına gidince bıraktırmayı tercih ettim. Uzun bir sure gece aģlama krizleri ile karşılaşacağımı düşünüp gözüm korkuyordu. Normalde gecede iki kere emiyordu.İlk etapt bu sayıyı bire düşürdüm.Tabi ilk gece emmek isteyipte vermeyince bir aģlama krizi yaşadık, ben kucağıma alıp sakinleştirmeye çalıştım ve yanıma alıp sırtını okşayarak uykuya dalmasını sağladıktan sonra yerine yatırdım.Bu bir hafta sürdü daha sonraki hafta tamamen gece emmesini kestim ve düşündüğümden çabuk ve kolay alıştı. Tabi çocuktan çocuğa bu aşamalar değişebilir fakat önemli olan sabırlı ve sakin davranmak.... Artık kahvaltılarımızı iştahla yapıyoruz.Zafer benim...

8 Mart 2016 Salı

Ben geldiiim

Aaaaa uzun zamandır yazmıyordum.Nedenini aslında bende bilmiyorum.Yoğunluk,işler güçler,sıkıntı... Ama birden özlediğimi farkettim, neden yazmıyorum dedim kendi kendime, boş boş durmaktansa yaz. Oğluşuma gelince bir yaşına girdi kurtlu peynirim.Artık koşuyoruz,baba,anne,dede,cici gibi kelimeleri öğreniyoruz.Büyüdükçe işler iyice karışıyor ve zorlaşıyor.Halbu ki ben tam tersini düşünüyordum :) Şu son iki haftadır dede ve anneanne ile beraberiz ve bizimki iyice çığırından çıkmış durumda.Şımarmalar,laf dinlememeler,istediği olmayinca ağlamalar.Bunların önüne nasıl geçtiğimi sizinle daha sonra ayrintılı olarak paylaşıcam. Bu günlük benden bu kadar....

26 Aralık 2015 Cumartesi

Biz Atta Gidiyoruz...

Hava şartlarından dolayı çok fazla dışarı çıkamıyoruz biz.Genellikle kahve sohpetleri yapiyoruz.Bu nedenle bizim küçük yaramazda ister istemez sıkılıyor evde. Dün akşam yemek yedikten sonra her zaman olduğu gibi Emrah Atlas'ı aldı salona götürdü ve bir bağırma bir ağlama sesi ile geri geldiler.Bizim afacan atta atta diye ağlıyormuş.Yok artık dedim şimdiden atta dersen daha sonrasını düşünemiyorum. Ben daha ne bulaşıkları yıkadım ne diğer işlerimi yaptım.Babası oģluna kıyamadığı için bütün herşeyi bırakıp çıktık dışarıya☺.Bizmkinde keyifler yerinde arabasında yayıla yayıla geziyor.Bir saat dolaştık (tabi hava soğuk olduğundan alışveriş merkezinde). Bir saatin sonunda mayışmış bir durumda evimize döndük.Oğlum bir güzel attasını yaptıktan sonra mışıl mışıl uykusuna daldı. Mutfağı merak ettiyseniz☺ Atlas uyuduktan sonra mutfak görevi de başarı ile sona erdi.....

19 Aralık 2015 Cumartesi

SANIRIM BÜYÜYORUZ...

Artık 10 aylık kocaman bir delikanlı olduk biz.Her hareketimiz her davranışımız değişmeye başladı.Mesela bir çok şeyi kendi yemeye başladı.Örneğin portakal,armut,haşlanmış havuç gibi...Kaşığı da istiyor ama ona biraz erken bence 11. ayımızda ona da başlarız.Biraz ortalık batıyor batmıyor dèrsem yalan olur ama onun bu kendi başına birşeyler başarmasını görmek en büyük zevk gerçekten.Ben herşeyi tattırdım Atlas'a sanırım onun geri dönüşü bu ve asla zorlamadım onu yemesi için. İki haftadır ayakta kendi dengede durup düşüyordu fakat bu gün yürüme konusunda atağa geçti.Güvenimiz hat safhada maşallah ☺,bir yere tutunmadan 4-5 adım atıyoruz. Tabi yeni heves ya bazen kendini kaybetip kendini öne doğru atıyor .Sanırım yaşımızdan önce yürüyeceğiz artık nasıl baş ederiz bilmiyorum. Şaklabanlıklarımızı hiç sormayın,nekadar çok kızgında olsam öyle şeyler yapıyor ki herşeyi unutturuyorum.(hııı,neye kızmıştım ben hatırlayanınız var mı?)☺ Bunlar belki sizin için küçük önemsiz olabilir ama biz bunları görünce tarif edilmez bir mutluluk yaşıyoruz.Komik ama gerçek.....

10 Aralık 2015 Perşembe

Bebeklerde Ağlayarak Katılmak

Ne zormuş çocuk büyütmek...Atlas emeklemeye başladığı andan itibaren sivri köşeler kapatıldı eşim tarafından. Emekleme dönemimiz bitip yürüme dönemimize geçiyoruz. Bu kadar süre zarfında çok şükür kötü bir düşmesi olmadı. Ta ki geçen akşama kadar. Her akşam olduğu gibi yerde oturup oyun oynuyorduk. Tabi Atlas yaramazlık peşinde olduğu için :) hoparlöre tutunarak ayağa kalktı bir anlık elinin kayması ile kafası köşeye çarptı. Yavrum benim ne kadar canı yandıysa biranda nefes alıp ağlayamadı. Biz de ne olduğunu anlayamadık ve Atlas'ın yüzünü elledik, seslendik ama oğluşta bir tepki yok. Emrah (eşim) morardığını fark etti ve kucağına aldı Atlas'ı. Bunun üzerine Atlas birden bağırmaya başladı. Bu süre zarfında bizim elimiz ayağımız gitti. Aklımız çıktı resmen. Sonra çok şükür düzeldi ve bir sorun olmadı. Bu olayların arkasından internette bir araştırma yaptım. Bazı çocuklarda 4 yaşa kadar bu tür nefes kesilmelerinin olması normalmiş ve bir zararı yokmuş. Yapılması gereken paniklemeden çocuğu kucağa alıp sakinleştirmek gerekirmiş. Panik olmamak anne baba için zor bir durum böyle bir ortamda. Fakat şöyle de bir durum var, çocuk sizin panik yaptığınızı anlarsa bu durumu size karşı kullanmaya başlıyor. Bu nedenle çok paniklemeden sakin bir şekilde bu durumu normale döndürmek gerekmekte.